Alerjik hastalıklar son yıllarda çocukluk çağında daha sık görülmeye başlamıştır. Astım, atopik dermatit, besin alerjileri ve alerjik rinit gibi problemler, hem çocukların yaşam kalitesini etkiler hem de ailelerin günlük hayatında önemli zorluklara neden olur. Peki çocuklarda alerji gelişmesinin ardındaki temel nedenlerden biri olan genetik faktörler ne kadar etkilidir?
Bu yazımızda, çocuklarda alerjik hastalıkların gelişiminde aile geçmişinin rolünü, hangi durumlarda riskin arttığını ve alerjiye yatkın çocuklar için neler yapılabileceğini bilimsel veriler ışığında ele alıyoruz.
Alerji Nedir?
Alerji, bağışıklık sisteminin zararsız bir maddeyi (alerjen) tehlikeliymiş gibi algılayarak aşırı tepki vermesidir. Bu alerjenler arasında:
Polenler
Ev tozu akarları
Hayvan tüyleri
Gıdalar (süt, yumurta, fıstık vb.)
Küf mantarları
Böcekler
bulunur. Alerjik bir birey, bu maddelere maruz kaldığında bağışıklık sistemi IgE antikoru üretir ve bu durum ciltte, solunum yollarında veya sindirim sisteminde belirtilere neden olur.
Genetik Faktörler Ne Kadar Etkili?
Alerjik hastalıkların gelişiminde genetik yatkınlık önemli bir rol oynar. Ailede alerji öyküsünün olması, çocuğun da alerjik bir hastalık geliştirme riskini ciddi ölçüde artırır.
Ebeveynlerde Alerji Varsa Risk Ne Kadar Artar?
Bilimsel çalışmalara göre:
Anne veya babadan biri alerjikse, çocuğun alerji geliştirme riski yaklaşık %30–40 civarındadır.
Her iki ebeveyn de alerjikse, bu oran %60–80’e kadar çıkar.
Kardeşlerde alerji olması da riski artırır, ancak ebeveynler kadar etkili değildir.
Bu genetik geçiş, belirli bir alerji türüne özel olmayabilir. Örneğin annenin astımı varsa, çocukta egzama veya besin alerjisi gelişebilir. Bu duruma atopik yürüyüş denir.
Atopik Yürüyüş Nedir?
Atopik yürüyüş, bebeklikten ergenliğe kadar geçen süreçte alerjik hastalıkların birbiri ardına gelişmesini ifade eder. Genetik yatkınlığı olan çocuklarda şu sıralamayla alerjiler görülebilir:
Atopik dermatit (egzama) – genellikle ilk 6 ayda başlar
Besin alerjileri – özellikle 1 yaş civarında ortaya çıkar
Alerjik rinit – 2 yaş sonrası daha sık görülür
Astım – genellikle okul öncesi dönemde başlar
Bu süreçte bağışıklık sisteminin verdiği tepkiler değişse de, temel neden çoğu zaman genetik yatkınlıktır.
Genetik Yatkınlık Nasıl Aktarılır?
Alerjik hastalıklarda genetik geçiş multifaktöriyel yani çok faktörlüdür. Yani sadece bir gen değil, birden fazla genetik yapı ve çevresel faktör birlikte rol oynar. Bilimsel araştırmalarda alerjiye yatkınlığı artıran bazı gen bölgeleri (örneğin IL-4, IL-13, FLG) tespit edilmiştir.
Ancak genetik geçiş, alerjinin mutlaka ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Kalıtımsal riskin yanı sıra, çevresel koşullar da bu süreci etkiler.
Genetik Yatkınlığa Eşlik Eden Risk Faktörleri
Bir çocuk alerjiye genetik olarak yatkın olsa bile aşağıdaki çevresel faktörler riski artırabilir veya azaltabilir:
1. Sezaryen Doğum
Normal vajinal doğumla dünyaya gelen bebekler, annenin mikrobiyotasıyla tanışır. Bu erken mikrobik temas, bağışıklık sistemini olumlu yönde etkiler. Sezaryenle doğan bebeklerde bu süreç eksik kalabilir.
2. Anne Sütü ile Beslenme
Anne sütü, hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de alerji riskini azaltır. En az 6 ay sadece anne sütü verilmesi önerilir.
3. Hijyen Hipotezi
Aşırı hijyenik ortamda büyüyen çocukların bağışıklık sistemi yeterince eğitilmediği için, alerjik hastalıklara daha yatkın hale gelebilir.
4. Antibiyotik Kullanımı
Erken dönemde gereksiz antibiyotik kullanımı, bağırsak florasını bozarak alerjik eğilimi artırabilir.
5. Sigara Dumanı
Hamilelikte veya sonrasında sigara dumanına maruz kalmak, solunum yolu alerjilerine zemin hazırlar.
Alerjiye Genetik Yatkınlığı Olan Çocuklar İçin Öneriler
Genetik yatkınlığı olan çocukların alerjik hastalık geliştirmemesi için bazı önlemler alınabilir. Her ne kadar tümüyle önlenemese de, risk azaltılabilir.
1. Erken Tanı ve İzlem
Aile öyküsü olan bebeklerde ilk aylardan itibaren çocuk alerji uzmanı takibinde olunması önemlidir. Özellikle atopik dermatit gelişimi varsa, diğer alerjiler için tetikte olunmalıdır.
2. Cilt Bariyerini Güçlendirme
Egzama gelişimi olan çocuklarda, cilt bariyerini nemlendiricilerle korumak alerjen girişini azaltır.
3. Çevresel Alerjenlerden Koruma
Evde ev tozu akarlarını azaltmak, peluş oyuncakları sınırlamak ve sigara dumanından uzak durmak etkili önlemlerdir.
4. Besinlerin Zamanında ve Güvenli Şekilde Tanıtılması
Güncel çalışmalara göre, besin alerjilerinin önlenmesinde erken ve kontrollü tanıtım oldukça etkilidir. Özellikle yer fıstığı ve yumurta gibi alerjenlerin, alerji uzmanı gözetiminde erken dönemde tanıtılması önerilmektedir.
Genetik Testler Alerjiyi Gösterir mi?
Genetik testlerle alerji yatkınlığını kesin olarak belirlemek henüz mümkün değildir. Bazı testler riski değerlendirmek için fikir verebilir, ancak tanı koydurucu değildir. Alerji tanısı genellikle klinik değerlendirme ve spesifik testlerle (prick testi, kan testi, besin yükleme testi) yapılır.
Sonuç: Aile Geçmişi Bir Işıktır, Kader Değil
Ailede alerjik hastalıkların olması, çocuğun da aynı süreci yaşayacağı anlamına gelmez. Ancak bu durum, önceden farkındalık ve önlem almayı zorunlu kılar. Genetik yatkınlık, çevresel faktörlerle birleştiğinde etkisini artırabilir. Bu nedenle, özellikle alerjik yapılı ailelerde çocukların yakından izlenmesi ve çocuk alerji uzmanlarıyla iş birliği içinde olunması büyük önem taşır.