El-Ayak-Ağız hastalığı, sıklıkla 5 yaşının altındaki çocuklarda gözlenen, ancak çoğu durumlarda ise daha büyük yaştaki çocuklarda ve yetişkinlerde de ortaya çıkabilen viral ve bulaş riski olan bir hastalıktır. El-Ayak-Ağız hastalığı, spesifik olarak ellerde, ayak tabanlarında, ağız çevresinde ve ağzın iç bölgesinde döküntüler görülebilir ve boğazda kızarıklık, ateş semptomları gözlemlenebilmektedir. Özellikle tropikal coğrafyalarda ve hijyenin sağlanmadığı bölgelerde sıklıkla meydana gelen
El-Ayak-Ağız hastalığı, sıklıkla ilkbahar mevsimi sonrasında, sonbahar ve yaz aylarında gözlenir.
El-Ayak-Ağız Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
El-Ayak-Ağız hastalığı; yorgunluk, halsizlik, kırgınlık, iştahın kapanması, boğaz ağrısı ve yüksek ateş gibi semptomlarla kendini gösterir. Birkaç gün içerisinde, ağız içinde ve boğaz bölgesinde içi su dolu ve ağrılı döküntüler meydana gelir. Devamında ise avuç içleri ve ayak tabanlarında kırmızı renkli döküntüler oluşur ve sonrasında oluşan döküntüler su toplar. Bazı durumlarda ise vücudun öteki bölgelerinde de döküntüler görülebilir. Karın ağrısı ve öksürük faktörleri de ortaya çıkan döküntülere eşlik edebilir. El-Ayak-Ağız hastalığı, bazı durumlarda yalnızca ciltte döküntü bazense ağızda yara biçiminde ilerleyebilir. Spesifik olarak küçük çocuklarda ağızdaki yaralar sebebiyle beslenmede zorluk yaşayabilir.
El-Ayak-Ağız Hastalıkları Teşhisi Nasıl Konulur?
El-Ayak-Ağız hastalığının teşhisi genellikle laboratuvar testi gerekmeksizin klinik sonuçlar ile konulmaktadır. Hastanın yaş aralığı, vücutta oluşan döküntü bölgelerinin yeri ve özellikleri, mevsimsel koşullar, El-Ayak-Ağız hastalığı teşhisinin konulmasında yardımcı etmenlerdir. El-Ayak-Ağız hastalığının Herpes Zoster ya da Suçiçeği gibi yaygın hastalıklardan ayrışan noktaları saptanmalıdır. Uzman tarafından uygun görüldüğü taktirde genizden alınan sürüntü örneği, gayta örneklerinden PCR testi ve döküntü içerisinden alınan sıvı numunesi sonucunda teşhis konulabilmektedir. Tüm bunların yanı sıra kanda virüslere karşı oluşan antikor yanıtları incelenebilir.
El-Ayak-Ağız Hastalıkları Bulaşır Mı?
El-Ayak-Ağız hastalığında virüs, hasta kişilerin burun ve ağız salgılarında, idrar ve dışkılarında, cilt yüzeyindeki lezyonlarda yer almaktadır. El-Ayak-Ağız hastalığına sahip bireyler hapşırma ve öksürme neticesinde virüsü damlacık yoluyla çevreye yaymaktadır. El-Ayak-Ağız hastalığına sahip birey ile lezyonlu deriye dokunma, öpüşme, sarılma gibi yakın temasla ya da ortak eşya kullanma, idrar veya dışkı ile de bulaşabilmektedir. Okul, kreşler, çocuk parkları, okul servisleri gibi kolektif yaşam sahaları ya da yaz aylarında havuz gibi yerlerin ortak kullanılması durumu El-Ayak-Ağız hastalığının yayılması odağından büyük risk taşır.
El-Ayak-Ağız Hastalığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
El-Ayak-Ağız hastalığının spesifik bir tedavisi veya aşısı bulunmamaktadır. Tedavi sürecinde hasta bireyin semptomlarına ve şikayetleri doğrultusunda bir tedavi planlaması oluşturulmaktadır. El-Ayak-Ağız hastalığı genellikle hafif semptomlar ile atlatılır ve kendiliğinden geçmektedir. Lezyonların enfekte olması durumunda antibiyotikli kremler, kaşıntı oluşan bölgeler için antihistaminikler, boğaz ağrısı için spreyler, ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Ağız içinde oluşan yaralar sebebiyle gıda almakta zorlanan çocuklar için çorba, püre ya da yoğurt gibi ılık ve yumuşak gıdaların verilmesi, bol sıvı alımı ve istirahat önerilmektedir. Hiçbir koşulda beslenmesi olmayan çocuklarda ise hastane ortamında damar yolu açılarak sıvı desteği sağlanabilir. El-Ayak-Ağız hastaları 7-10 gün gibi bir sürede kendiliğinden iyileşebilir, lezyonlar kabuklanma veya lekeye dönüşebilmektedir. Bu etkiler ise zamanla iyileşmektedir.