Havaların ısınmasıyla birlikte isilik sık karşılaşılan durumlardan biri haline gelmektedir. Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, ter bezleri tarafından tetiklenen ve sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Bu yazımızda isilikle ilgili ayrıntıları sizler için yazdık.
İsilik Nedir?
Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıp terimi olarak Miliaria olarak isimlendirilir. İsilik tıkalı ter bezleri tarafından tetiklenen, sıcak ve nemli yaz aylarında sık görülen bir durumdur. Tıkanma, terin deri içine veya deri üst tabakası içine geri akışına yol açar ve bu da deri altında terle dolu kabarcıklar oluşturan bir döküntü ile sonuçlanır.
İsilik Türleri Nelerdir?
İsilik ter kanallarının tıkanma derinliğine göre 3 türe ayrılır: Kristallina, rubra ve profunda.
İsilik döküntüleri genellikle kendi kendine düzelir ve tedaviye gerek kalmaz. Ter kanallarından terin dışarı akmaması sonucu olarak ciltte kabarcıklar olur; kaşıntı ve kızarıklık bu duruma eşlik eder.
İsilik Neden Olur?
İsilik herkeste meydana gelebilecek bir durumdur ancak ter bezi kanal olgunlaşmaması nedeni ile bebeklerde ve çocuklarda görülme olasılığı daha yüksektir. Terleme, isilik oluşmasına neden olabilecek en önemli faktördür. İsiliğin nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Derinin tıkanması,
- Tip I psödohipoaldosteronizm: Mineralokortikoid direnci,
- Yorucu fiziksel aktiviteler,
- Morvan sendromu (nadir görülen otozomal bir hastalık),
- Bazı ilaçlar.
İsiliğin Görülme Sıklığı Nedir?
İsilik, her cinsiyetten kişiyi etkilemekle birlikte bazı türleri farklı popülasyonları etkileyebilir.
Cildin yüzeysel tabakasını etkileyen isilik genellikle 2 haftalıktan küçük bebeklerde görülür. Yenidoğan 10 bebekten birinde bu durum olabilir.
Deri tabakasınık etkileyen isilik, genellikle 1-3 haftalık yenidoğanlarda görülür; isiliğin en yaygın şeklidir. Ayrıca sıcak ve nemli yerlerde yaşayan yetişkinlerin %30’unu etkileyebilir. Miliaria profunda isiliğin derinin en derin tabakasında görülen türdür ve isiliğin en nadir şeklidir. Bu tür genellikle sık tekrarlayan miliaria rubra atakları olan kişilerde veya tropik iklimlerde görev yapan askerler gibi sıcak iklimlere maruz kalan kişilerde görülür.
İsiliğin Klinik Belirtileri Nelerdir?
İsiliğin doğru teşhisi için cildi döküntü özellikleri ve yeri açısından yakından incelemek gerekir.
İsiliğin bir türü olan Miliaria crystallina, genellikle hem yetişkinleri hem de yenidoğanları etkileyen, 1-2 mm’lik yüzeysel veziküller olarak görünür. Bunun sonucunda deride su damlacıklarına benzeyen ve kolayca yırtılan kesecikler oluşur. Kabarıklıklar yüzeyseldir; bu nedenle, bir inflamatuar yanıt yoktur. Üst gövde, boyun ve baş en sık etkilenen bölgelerdir. Döküntü genellikle risk faktörlerine maruz kaldıktan birkaç gün sonra ortaya çıkar ve yüzeysel cilt tabakasının silinmesinden sonraki bir gün içinde düzelir.
Miliaria rubra, isiliğin en yaygın şeklidir ve inflamatuar yanıtı içerir. Bu daha büyük, eritemli papüller ve veziküller ile sonuçlanır. Püstüller varsa, miliaria rubra, miliaria püstülosa olarak adlandırılır ve bakteriyel bir enfeksiyona işaret edebilir. İnflamatuar bir yanıt söz konusu olduğundan, hastalar kaşıntılı ve ağrılı belirtiler yaşayabilir. Bu belirtiler terleme sırasında kötüleşerek daha fazla tahrişe neden olabilir. Genellikle 1 ila 3 hafta arasındaki yenidoğanlarda kasık, koltuk altı ve boyun gibi bölgelerde görülür.
Miliaria profunda, derinin dermal-epidermal bileşkedeki daha derin tutulumu nedeniyle, aynı zamanda foliküllerin etrafında ortalanmayan sert, büyük, ten rengi papüllerle sonuçlanır. Erüpsiyon, aşırı kaşıntılıdan asemptomatik semptomlara kadar değişebilir. Miliaria profunda genellikle daha önce çok sayıda miliaria rubra atağı olan hastalarda görülür. Erişkinlerde döküntü dağılımı esas olarak gövdeyi içerir, ancak kollar ve bacaklar da tutulabilir. Deri döküntüsü genellikle terlemeden dakikalar ila saatler sonra ortaya çıkar ve terlemenin kesilmesinden bir saat sonra düzelir.
Hem miliaria rubra hem de miliaria profunda’da, tıkalı ter bezleri nedeniyle etkilenen bölgelerde anhidroz oluşabilir. Bu nedenle, büyük ölçüde etkilenen bölgeleri olan hastalarda etkisiz termoregülasyon nedeniyle ısı tükenmesi meydana gelebilir ve hiperterminin eşlik ettiği deri döküntüsü durumunda düşünülmelidir.
Nasıl Teşhis Edilir?
İsilik klinik bir tanıdır ve testler genellikle sonuç vermez. Bazı durumlarda teşhiste şüpheye düşülebilir ve bu gibi durumlarda tanıya yardımcı olmak için bir deri zımba biyopsisi yararlı olacaktır.
İsiliğin Tedavisi Nasıl Yapılır?
İsilik tedavisinde, terlemeyi azaltmaya yönelik önlemler alınmalıdır. Daha serin ortamlar, nefes alan kıyafetler, cildi tıkayan nesnelerin çıkarılması gibi önlemler, isiliğin tedavisinde etkilidir. İsiliğin türüne göre farklı tedaviler de uygulanabilir. Örneğin Miliaria crystallina, kendi kendini sınırladığı ve genellikle 24 saat içinde düzeldiği için genellikle tedavi edilmez.
Miliaria rubra tedavisi ise inflamasyonu azaltmaya yöneliktir ve bu nedenle bazı ilaçlar kullanılabilir. Milaria püstüloza gelişirse, üst üste binen bakteriyel enfeksiyonu tedavi etmek için topikal antibiyotikler kullanılabilir.
İsilik Hangi Deri Hastalıklarıyla Karışabilir?
Herpes simpleks veya suçiçeği gibi viral ekzantemler veya viral enfeksiyonlar,
Kutanöz kandidiyaz veya diğer mantar cilt enfeksiyonları,
Folikülit, bakteriyel veya pityrosporum olsun,
Yenidoğan aknesi veya eritema toxicum neonatorum,
İlaç döküntüleri, özellikle akut, jeneralize, ekzantematöz püstüloz,
Grover hastalığı,
Böcek ısırıkları,
Lenfositoma kutis veya kutanöz T hücreli psödolenfomalar.
İsilik Düzelir Mi?
Risk faktörleri azaltılıp daha serin ve nemli ortamlara geçince isilik kendi kendine düzelme eğilimi gösterir.
İsilik Tedavi Edilmezse Ne Olur?
İsilikten kaynaklanabilecek en ciddi komplikasyon, zayıf termoregülasyona ve ısı tükenmesine yol açan anhidrozdur. Bu durum kişinin günlük hayatını sekteye uğratabilir. Bu cilt rahatsızlığından etkilenen epidermal tabakadaki değişiklikler nedeniyle fırsatçı bakteriyel süperenfeksiyonlar meydana gelebilir.